tip6 MARUL(Lactuca sativa L.): Hepimizin bildiği bu sebze nemli ve güneşli yerleri sever. Toprağı ya yanmış gübre ile ya da "komposta" denilen gübre ile gübrelenir. Marul tohumu sonbaharda tohum yastığına serpme olarak ekilir. Ve üzeri biraz çürümüş gübre ile örtülür, bastırılır. Sularken süzgeçli kova kullanılmalıdır. 3-4 yaprak olunca, 30-40 cm aralıklarla yerlerine dikilir, iyice göbeklenince toplanır. Şifası tohumunda ve taze yapraklarındadır.

MAYDANOZ(Apuim petroselium L.): Sofralarımızdaki salataların ve yemeklerin vazgeçilmez çeşnisi olan maydanozun iki türü vardır. Biri yaprak maydanoz, öteki ise kök maydanozdur. Maydanoz tarlasına önceden yanmış çiftlik gübresi konulur. Kök maydanozuna taze çiftlik gübresi kullanılmamalıdır. Kimyasal gübrelerde verilebilir. Maydanozun yetiştirilmesi oldukça kolaydır. Bahçelerde tohumu küçük ocaklar içine ekilir. Sıravari ekilecekse sıralar arasına 5 cm bir aralık bırakılmalıdır. Ekildikten 4 hafta sonra çimlenir. Sık sık su ister. Daha çok gölgelik yerleri sever. Maydanoz ekildikten iki ay sonra tamamıyla yetişmiştir. Toplanmaya başlanır. Kökünden çıkarılmadan koparılır veya kesilir. Sulandıkça yeniden yaprak verir. Sağlık bakımından C vitamin deposudur.

MELEKOTU(Angelica sylvestris L.): Bir kır bitkisidir. Dalları uzun, yaprakları genişçedir. İlkbaharda ufak dallarının ucunda top top hafif yeşile benzeyen beyaz çiçekleri açar. Şifası dalları ve köklerindedir. Bunlar yazın toplanıp, gölgede kurutularak kapalı kutular içinde saklanır.

MELİSA(Melissa officinalis L.): Buna oğul otu da denilmektedir. Çok hoş kokulu bir kır bitkisidir. Hemen her yerde yetişmektedir. Bahçelerde daha çok çit yapmak için parmaklık kenarlarına, setlere dikilir. Kendi haline bırakılınca uzayıp gideceği için, sık sık budamalı, böylece dalların, yaprakların sıklaşması sağlanmalıdır. Yeni dikildiği günlerde çok su isterse, kökleri derine varınca, fazla sulanması gerekmez. Arılar bu bitkiyi çok sever. Bu nedenle oğul otu denir. Çok şifalıdır. Eczacılıkta Melisa ruhu denen yağı birçok sinir, mide ve kalp ilaçlarının yapımında kullanılır.

MENEKŞE(Viola dorata L.) : İlkbaharın en güzel, n yaygın çiçekleri arasındadır. Kır menekşesi, ya da mor menekşe denen kokulu ve hercai menekşe denen alacalı iki türü vardır. Kokulu menekşe yürek biçimindeki yapraklarının ortasında küpe biçiminde çiçekler açar. Tohumdan yetiştirilir. Hercai menekşe'nin ise yaprakları uzunca ve yırtmaçlıdır. Çiçekleri sarılı, kırmızılı, morlu, türlü renklerde olur. Fazla kokulu değildir. Tohumdan üretildiği gibi, top halindeki kökleri ayrılıp dikilerek de yetiştirilir. Bu iki tür menekşede besili, yumuşak toprakları sever. Kokulu menekşe ağaç diplerinde, gölgelik yerleri sever. Hercai menekşe pek yer ayırt etmez, ancak bol su ister. Menekşenin şifası taze ya da kurutulmuş çiçeklerindedir.

MERCİMEK(Lens culunaris L.): Mercimek, yurdumuzda severek tüketilen bir baklagil bitkisidir. Kırmızı ve yeşil olmak üzere iki türü vardır. İkisi de bitkisel proteince zengindir. Şifası insanlarca yemeği ve çorbası yapılan tanelerindedir.

MEYANKÖKÜ(Glycyrrhizza glabra L.): Bu bitkiye halk arasında Biyan'da denir. Ilık iklim koşullarını seven, bu yüzden ülkenin güneyinde yetişen bir kır bitkisidir. Meşrubat sanayinde meyanbalı kullanılır. Sapı ve kökü toprak altındadır. Dantel gibi yaprakları arasında, yazın salkım şeklinde mavi çiçekler açar. Şifası köklerindedir.

MÜRVER(Sambucus nigra L.): Hanımeli ailesinden bir ağaçtır. İlkbaharda demetler halinde beyaza yakın sarı çiçek açar. Mürver besili, yumuşak topraklarda iyi yetişir. Toprak önceden gübrelenmeli, fidan dikildikten sonra bolca sulanmalıdır. Şifası, taze yapraklarında ve çiçeklerindedir. Çiçekleri gölgede kurutularak kullanılır.

NANE(Mentha piperita L.): Kolay yetişen, hoş kokulu bir bitkidir. Su nanesi, yaban nanesi, yeşil nane gibi çeşitleri vardır. Bahçelerde yetiştirilip, yemeklerde kullanılan yeşil nanedir. Nane, serin yumuşak ve gölgelik toprakları sever. Filizleri ilkbaharda ana kökten ayrılıp, önceden gübrelenmiş toprağa dikilir. Çabuk büyür. Yaprakları kesilip, alındıkça yeniden verir.

PAPATYA(Matricaria sp.): Papatya kırlarda en çok rastlanan bitkilerden biridir. İlkbaharda, yaz ortasında dağları, kırları, bahçeleri bir halı gibi süsler. Ortası sarı, kenarları beyaz olan bu güzel çiçeklerin göz alıcı bir görünüşü vardır. Göbeğin çevresindeki taç yaprakları sarı olanına papatya denir. Şifası gölgede kurutularak kapalı kutular içinde saklanan çiçeklerindedir.

REZENE(Foeniculum vulgare L.): Kayalık yerlerde yetişen bu bitkiye Raziyane'de denir. Boylu bir ottur. Gevrek yaprakları vardır. Salata olarak yenildiği gibi, önce yeşil renkte ortaya çıkan ve olgunlaştıkça sarımsı hale dönen meyvesi turşularda kullanılır. Çok lezzetlidir. Şifası gölgede kurutularak saklanan olgun meyvelerindedir.

SARMISAK(Allium sativum L.) : Her mutfakta her tür yemeğin çeşnisi olan sarmısağın keskin kokusu içindeki "allyl sülfür" maddesinden gelir. Eskiden beri yüksek tansiyonu olanlara tavsiye edilen şifası, bu maddeden gelir. Ev ilaçları arasında önemli bir yeri vardır.

SOĞAN(Allium cepa L.): Her mutfakta bulunması zorunlu olan soğanın birçok türü vardır. En makbulü genelde çiğ yenen kırmızı soğandır. Kırmızı soğanda "flavanol" maddesi bulunur.

SİNEMAKİ(Cassia augustifolia L.): Baklanın akrabası bir ağaççıktır. Sıcak iklimlerde yetişir. Bize dış ülkelerden gelir. Şifası yapraklarındadır.

SÖĞÜT(Salix alba L.): Su kenarlarında yetişen bu ağacın yaprakları mızrak ucuna benzer. Genç dallarından alınmış çeliklerle kolayca üretilir. Ülkemizde salkım söğüt, beyaz söğüt, keçi söğüdü, gevrek söğüt türleri çok yaygındır. Şifası yapraklarındadır.

ŞALGAM(Brassica napus L.): Turp ailesinden bir bitkidir. Ilık iklim koşullarını ve kumlu toprakları sever. Tohumdan üretilir. İlkbahar ve sonbaharda iki kez ekilebilir. Çabuk filizlenir. Yaprakları parçalı ve üstü hafif tüylüdür. Sarı çiçekler açar. Etli ve sulu olan, iri ve genelde yumru biçiminde olan kökü yenir.

ŞAHTERE(Fumaria officinalis L.): Kendiliğinden boş tarlalarda yetişen bir kır bitkisidir. Dalları mavimsi, yaprakları düzensiz, yaz başında açmaya başlayan çiçekleri, türlerine göre koyu fildişi, pembe, erguvan rengindedir. Şifası "Fumarin" ve "Fumarik Asit" denen iki madde bakımından zengin olan yapraklarındadır. Bu bileşimin kan arındırıcı özelliği vardır.

ŞERBETÇİOTU(Humulus lupulus L.): Hanım eli gibi sarılarak tırmanan kendir ailesinden güzel ve ekonomik değeri olan bir bitkidir. Yaprakları karşılıklı yürek biçiminde, damarları belirgin ve düzgündür. Yumurtamsı kozalaklar verir, bunlar eskiden beri şerbetçilikte kullanılır. Çiçekleri ve bunlardan oluşan kozalakların üstü "lüplün" denen acı ve hoş kokulu sarı bir tozla kaplıdır. Biraya hafif lezzetini veren bu maddedir. Ev ilaçları arasında gölgede kurutulan çiçeklerinin yeri vardır.

ŞİMŞİR(Buxus sempervivens L.): Yapakları dört mevsim canlı, yeşil kalan ve genellikle parklarda çit bitkisi olarak kullanılan bir ağaççıktır. Kireçli, çorak toprakları sever. Yurdumuzda çok yaygındır. Şifası yapraklarındadır.

TARÇIN(Cinnamomun zeylanicum L.) : Defne ailesinden,fakat sıcak ve çok yağışlı iklim koşullarını sevdiği için Hindistan, Seylan gibi uzak doğu ülkelerinde yetişen bir ağaçtır. Kabuğu çok hoş kokuludur. Sofra tarçını bu kabukların dövülerek toz haline getirilmiş şeklidir.

TURP(Raphanus niger-sativus L.): Salatalık olarak kullanılan bu sebzenin Fındık turpu, Kestane turpu, bayır turpu ve iri kırmızı turp türleri yetiştirilir. Tohumdan üretilir. İlkbahar ve sonbaharda iki kez ekilebilir. Nemli yerleri sever. Taze gübre verilirse yaprakları coşar, fakat kök vermez. Bu nedenle turp ekilecek toprak çürümüş gübre ile beslenmelidir. Kırmızı turp içerdiği zengin miktardaki folik asit ve C vitamini ile gerçekten bir sağlık kaynağıdır.

UNUTMABENİ ÇİÇEĞİ(Origanum vulgare L.): Ballı baba ailesinden, küçük yapraklı, çok güzel bir kır bitkisidir. Buna Mercanköşk, Mercengüş, Merzengüş, Aşkotu, Keklikotu ve Güveyotu'da denilmektedir. İlkbaharda dallarının ucunda demetler halinde küçük pembe çiçekler açar. Dal uçları ve çiçek demetlerinin damıtılması ile elde edilen bu yağ, kozmatik sanayiinde yaygın olarak kullanılır. Şifası çiçeklerindedir.

ÜZÜM(Vitis sp): Kırmızı, yeşil, sarı, siyah renkte, çekirdekli, çekirdeksiz ve sofralık şaraplık olmak üzere çeşitli türleri bulunmaktadır. Üzüm dediğimiz meyvesi asma, bağ dediğimiz omcalarda yetişir. Yapraklarından bilindiği gibi nefis sarmalar yapılır. Şifası meyvesi ve meyvesinden elde edilen üzüm suyundadır. Meyvesi mineral maddeler ve özellikle kansere karşı etkili olan "resveratrol" maddesini içerir.

YULAF(Avena sativa L): Tahıllar ailesinden olan bu bitki, diğer ülkelerde insan gıdası olarak yaygın olarak kullanılmasına rağmen, yurdumuzda genellikle hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Şifası tanelerindedir.

ZEYTİN AĞACI(Olea europea L.): Ülkemizde Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Uzun ömürlü bir ağaçtır. Meyvesini biraz geç yaşta vermeye başlar. İyi ürün alabilmek için iyi bakı ister. Meyvesinden ve yaprağından elde edilen yağı ile eskiden beri ev ilaçları arasında önemli bir yere sahiptir.