tip5  EBEGÜMECİ (Malva Rotundifolia): Serin ve nemli yerlerde yetişir. Yaban ve Karagöz ebegümeci diye iki çeşidi vardır. Bunlardan ilki daha çok ormanlarda, ikincisi ise kırlarda ve özellikle dere kenarlarında yetişir. Yaban çeşidi şifa olarak karagözden daha etkilidir. Karagöz çeşidi yemeklerde ve salatalık olarak kullanılır. Şifası, mayıstan eylül sonuna kadar toplanabilecek kökleri ile mayıs-ağustos ayları arasında açan ve mora çalan çiçeklerindedir. Bunlar kurutularak da kullanılabilir. Ancak, kurutulan çiçekler bozulmaması için kapalı kutularda ve ışık almayan yerlerde saklanmalıdır.

 ELMA(Malus communis): Ülkemizde her yerde yetişen elmanın Amasya, Golden, Ferik, Gelin, Tavşanbaşı, Gümüşhane, Ekşi Elma gibi bir çok çeşidi vardır. Elma ağacı daldırma, ya da çelikle üretilir. Havası ve toprağı nemli yerleri sever. Kökleri yatay olarak geliştiği için, derin toprak istemez. Çok sık dal verir, ortadaki üst üste dalların budanarak açılması gerekir. Genç fidanlar arzu edilen bir çeşitten alınacak kalem veya göz ile aşılanabilir. Elmanın şifası meyvesindedir.

 ENGİNAR(Cinara scolymus): Bu yaz bitkisi aslında deve dikeninin bir türüdür. Ilık kıyı şeritlerinde yetişir. Dayanıklı bir bitkidir. Yazın kurursa da, sonraki İlkbahar'da aynı kök yeniden sürer. 7-8 yıl ürün verir. Sapın ucunda baş enginar, yan dallarında da koltuk enginar olgunlaşır. Sebze olarak konca denen kısımları çiçek açmadan önce toplanır. Şifası bu koncalardır. Enginar, iyi gübrelenmiş kuvvetli toprakları sever. Çiçeklerinden elde edilen tohumları ile yetiştirildiği gibi, köklerin yanından sürgünler ile de üretilir.

ERKEÇSAKALI(Sprioea ulmaria L.): Bir kır bitkisidir. Dalları sağlam, sert ve kırmızımsıdır. İlkbahar'da dalların ucunda toplu olarak ufak ufak, kar tanelerine benzeyen beyaz çiçekler açar. Şifası, toplanıp gölgede kurutulan bu çiçeklerdedir.

FESLEĞEN(Ocymum basilicum L.) : Evlerde cam kenarlarını süsleyen yaprakları çok hoş kokulu olan yaygın bir çiçektir. Yazın beyaz, yada sümbül pembesi küçük çiçekler açar. Sürgünlerinden, yada dalı üzerinde kurumuş çiçeklerinin verdiği tohumlardan üretilir. İlkbaharda sürgünlerinden, üretmek çok kolaydır. Humuslu, hafifi güçlü bir toprak ister. Ilık ve bol güneşli yerleri sever. Sık sık sulanırsa, çabucak gür yetişir. Şifası yapraklarının kokusundadır.

FUNDA(Erica vulgaris L.): Kır bitkisidir. Buna süpürge otu da denir. İlkbaharda yeşerir, yaprakları küçük, ağustosda açmaya başlayan çiçekleri kırmızımsı mordur. Şifası çiçeklerindedir. Bu çiçekler kurutularak saklanırsa, yıl boyu işe yarar.

FASULYE(Phaseolus vulgaris L.): Başlıca çeşitleri Çalı, Şeker, Ayşe, Barbunya, Feraset'tir ve Yurdumuzda her yerde yetişir. Taze ve kuru olarak mutfakların önemli bir sebzesidir. Şifası taze olan meyvelerindedir.

GELİNCİK (Papaver rhoeas L.): Gelincik bilindiği gibi ilkbaharda çiçek açan, çok zarif bir kır çiçeğidir. Ev ilacı olarak şifası, çiçeğinin bir tüle benzeyen ince kırmızı yapraklarındadır. Çiçeğin ortasındaki kara göz kesilir, atılır. Toplanan kırmızı yapraklar gölgede kurutularak saklanır, yada bunlardan şurup yapılır. Gelincik şurubu için ölçü, 1 kahve kaşığı limon tuzu atılmış, 1 litre suya, 1 su bardağı dolusu kırmızı çiçek yapraklarıdır. Bu karışım, ağzı sıkıca kapalı bir kavanozda ve tam güneş alan bir yerde 15 gün bekletilir. Bu şurup reçellere renk vermek için de kullanılır.

GÜL AĞACI (Rosa gallica L.): Birçok türü olan gül çiçeklerin sultanıdır denilebilir. Orta güneşli, killi-kumlu ve kırmızı toprakları çok sever. Yediveren, Bodur, Sadberk, Sarmaşıktır. Güllerinin sürekli canlı olması için yanmış çiftlik gübresi ile diplerinin her ilkbaharda gübrelenmesi gerekir. Daldırma ya da çelikle üretilir. Bunları dikme zamanı hemen ilkbahar öncesinde ve don tehlikesinin ortadan kalktığı günlerde başlar. Ancak toprağın Sonbahar'da derin işlenmiş olması gerekir. Fidanlar için 40 cm civarında derinlikte kazılacak çukurlar birbirinden 1 metre uzaklıkta olmalıdır. Fidan dikiminde çukur açarken üstten çıkan toprağa biraz yanmış gübre ile karıştırıp alta, alttan çıkan toprağı da üste vererek yapılır hafif sıkıştırarak can suyu verilir. Güllerde en çok, yaprakları ve gövdeyi pudralanmış sarmaya başlayan bir mantar hastalığıyla, yapraklara dadanan afitlerin (yaprak biti) verdiği zararlar görülür. Tarım ilaçları satılan yerlerde gerekli ilaçları bularak mücadele yapmak mümkündür. Şifası sağlık yetişen güllerin yaprakları, dalları, taze ya da gölgede kurutularak saklanan çiçekleridir.

HANIMELİ(Lonicera perielymunum L.): Bu bitki sarılarak uzar, ilkbaharda açan çiçekleri güzeldir ve hemen hemen her bahçede bulunan bir süs bitkisidir. Daldırılarak veya sürgünlerinden kolayca üretilir. Ancak yeri güneye bakıyorsa ve toprağı iyi gübrelenmişse çok iyi gelişir. Şifası yapraklarında ve çiçeklerindedir. Yaprakları taze, çiçekleri gölgede kurutulmuş olarak kullanılır.

HARDAL(Sinapis sp.): Hardal, turp ailesinden yıllık, otsu bir bitkidir. 1 metreye kadar uzanan gövdesi epey dallı ve dalları tüylüdür. Dokunduğunda insanı tırmalar. Yaprakları gelişigüzel sıralanır. Yazın, sarı çiçekler açar. Meyvesi keçiboynuzuna benzer, ama çok küçüktür. Tohumları bu meyvenin içinde oluşur. Sofra hardalı, bu bitkinin özel olarak yetiştirilen ve ıslah edilmiş türlerinden elde alınan tohumlarından yapılır. Baharatçılarda da bu tohumlar satılır. Bunlar beyaz ve siyah hardal olarak iki türe sahiptir. Asıl şifalı olan siyah hardaldır.

HATMİ (Althaea offcinalis L.): Yaprakları ebegümecine benzeyen bir süs bitkisidir. Temmuzdan Eylüle kadar çiçek açar. Çiçekleri soldukça kesilirse, çiçek açma süresi daha da uzar. Sürgünlerinden yetiştirilir. Derin toprakları sevdiği için, daha çok bahçe çiçeğidir. Fazla sulanmayı ve kuraklığı sevmez. Hatminin gölgede kurutulan kökü ve çiçekleri eskiden beri başlıca ev ilaçları arasındadır.

HAVUÇ(Cucurbita pepo L.): Havuç, yurdumuzun en yaygın sebzeleri arasındadır. Tohumdan yetişir. Ilık iklim ve derin toprakları sever. İki yıllık bir bitki olduğu için ilk yıl kök bağlar, ikinci yıl çiçeklendikten sonra meyve ve tohum verir. Kırmızı, sarı, beyaz türleri vardır. En lezzetlisi kırmızı olandır. Şifası bizim kısaca havuç dediğimiz meyvesi olan köküdür.

HIYAR(Cucumis sativus L.): Kabakgiller ailesindendir. Gerek salatasıyla ve gerekse turşusuyla çok sevilir. Özellikle cilt güzelliğindeki şifasıyla, kozmetik sanayinin en önemli doğal kaynağıdır.

HİNDİBA (Cichorium inytbus L.): Doğal çayırlarda ve yol boylarında yetişen bir kır bitkisidir. İlkbaharda sarı çiçekleri açar. Yapraklarının tadı biraz eşimsi olmasına rağmen çok lezzetlidir. Bu bitkiyi tanıyanlar, onun salatasını ve yemeklerini yapar. Şifası, süte benzeyen özsuyunda ve esmer renkteki kökündedir. Bu kök kurutularak, özsuyu taze olarak kullanılır.

IHLAMUR (Tilla europoea L.): Boylu ve dayanıklı bir ağaçtır. Her toprakta yetişebilir. Bilinen üç türü vardır. Platifilla, Amerikana ve Silvestus, ilki budanarak şekil verilebildiği için parkları süsler. İkincisi çok gösterişli, ötekilerden çok daha boyludur. Geniş bir alana tek başına dikilmesi gerekir. Üçüncüsü yabani ıhlamurdur. Dalları kırmızıdır. Hoş kokulu, şifalı ıhlamur çiçekleri, genelde Amerikana türünden elde edilir. 5-9 çiçek taşıyan bir sap ile bu sapın yarısına kadar birlikte büyüdüğü ve yapışık olduğu dil şeklindeki yaprakları (Flos tiliae) toplanır.

ISIRGAN(Lamuum album L.): Isırgan değişik türleri vardır, her toprakta yetişir. Isırganın tüy gibi dikenlerinde "Karınca asidi" vardır. Değdiği cilt üzerinde hafif yanma ve kızarma olur.

ITIR(Geraium Robertanium L.): Sardunya türünden olan ıtırın yetiştirilmesi ve bakımı sardunya gibidir. Tohumdan yetiştirildiği gibi çelikle de üretilir. Itır çelikleri kolay tutar. Çoğaltılmak istenen çiçek, sonbaharda ayrı ayrı saksılara dikilir. Dallanmayı sağlamak için uçları alınır. Itır rutubetten korunmalıdır. Azar azar sulanmalıdır. Çiçeklenme süresi uzun, çiçekler erguvan renginde, küçük ve uzun süre dayanır.

KEKİK(Thymus vulgaris L.): Genellikle kırda, merada bulunan bir bitkidir. Ev yemeklerinde çeşni olarak da kullanıldığından bağlarda ve bahçelerde de yetiştirilir. Kekik otunun yaprakları yumurta biçiminde, altları biraz tüylü, çiçekleri pembe, ya da beyazdır. Kendine özgü hoş bir kokusu vardır. Şifası yapraklarındadır. Bunlar sapları ile yazın toplanır, demetler halinde gölgede kurutulur. Kuru nane gibi ufalanarak kullanılır.

KARPUZ ve KAVUN(Cucurbita sp): Bu iki bostan bitkisi yurdumuzda yaygın olarak yetişmektedir. Yaz döneminin sevilen sebzelerindendir. Şifası sulu meyvelerindedir.

LAHANA(Brassica oleracea L.): Kış sebzesidir. En yaygın türü göbekli beyaz lahanadır. Sarmasından turşusuna kadar her mutfakta yeri vardır. Ev ilaçları arasında bu tür lahana kullanılır.

LAVANTA ÇİÇEĞİ(Lavandula officinalis L.): Hoş kokulu bir süs bitkisidir. Kozmatik sanayinde kullanıldığı gibi, kurutulmuş çiçekleri evlerde çamaşırlar arsına konularak güzel kokması sağlanır. Lavanta çiçeğinin iki türü vardır. Biri erkek bitki diyeceğimiz erkek çiçeklerin bulunduğu tür 60-70 cm kadar boy atar. İkinci türü dişi çiçekleri taşır, bunlar daha boysuz, yaprakları daha ufaktır. Sık bir çalı gibi gelişir. Lavanta çiçeği kireçli, sıcak toprakları severse de bahçe topraklarına da kolayca uyum sağlar. Tohumdan ya da sürgünlerinde üretilir. Tohumu fideliklere ve toprak yüzeyine yakın olarak nisan başından mayıs ayı sonuna kadar olan sürede ekilir. Çimleninceye kadar sulanır. Fideler 30 cm ara ile bahçede yerlerine şaşırtılır (dikilir). Lavanta çiçeği sürgününden dikilecekse, martta gövde topları parçalanarak 30'ar cm aralıklarla bahçeye dikilir. Soğuk iklimlerde kıştan önce diplerini gübreyle doldurarak donması önlenir. Şifası gölgede kurutulmuş çiçeklerindedir.